Category: Genel

“Ride for pleasure” ekibi olarak 2 yıldır planladığımız İtalya Alpleri gezimizi nihayet 14 – 23 Haziran 2019 tarihleri arasında gerçekleştirdik. “Ride to Italian Alps” başlıklı gezimizi Can Pak, Özcan Güneş, Cengiz Çetin, Arif Aktürk, Kerem Temel, Murat İkizler, Bülent Törel, Serdar Erkasap ve ben olmak üzere toplam 9 motor katıldık. Yine Can Pak başkanımızın mükemmel organizasyonu ile hiçbir aksama olmadan sağ salim muhteşem anılara evlerimize döndük.

14.06.2019 günü sabah saat 06:30’da 6 motor olarak Eskişehir’den Edirne’ye doğru yola çıktık. Bursa, Bandırma üzerinden Çanakkale Çardağa vardık. Burada bize Bodrumdan gelen Bülent arkadaşımız katıldı. Feribot ile Gelibolu’ya geçtikten sonra Keşan’da Çamlıbel restoranda nefis bir et ziyafeti çektik. Burada bize İstanbul’dan gelen Arif arkadaşımız katıldı. Sonrasında Edirne tren garına vardık. Gidiş yolculuğunu kısa tutmak ve Alplere geldiğimizde dinlenmiş olmak için motorla gitmek yerine trenle Avusturya Villach’a kadar gitmeyi tercih ettik. Bunun için Optima Express adlı şirketi kullandık. Gümrük ve pasaport işlemlerinden sonra motorlarımızı kompartmana yükleyip sabitledik sonrasında da bizlerde trendeki kompartmanlarımıza yerleştik. Akşam saat 18:30’da tren harket etti. Maalesef keyifli bir yolculuk olmadı. Konfordan uzak klima sistemi olamayan bir trendi. Restoranında sınırlı yiyecek mevcut. Sıcak büyük sorun. En büyük şansımız trende fazla yolcu olmaması idi. 2 gece ve 1 tam günlük yolculuk sonrasında Pazar sabah saat 04:00’de Avusturya Villach’da trenden indik ve turumuzun zevkli kısmı başladı. Oldukça güzel yollardan ve muhteşem doğa eşliğinde Zell Am Zee’ye vardık. Burada bizi Almanya’dan gelen arkadaşımız Özcan Güneş karşıladı. Nefis bir kahvaltı ve sonrasında Zell Am Zee gölünün etrafındaki kısa bir gezinti sonrasında motorlara atlayıp Grossglockner’e doğru yola çıktık. Grossglockner Alplerin en yüksek geçitlerinden birisi. Önceleri yoğun sis olsa da hava sonrasında açıldı ve nefis bir sürüş yaparak bu pass’i (geçit) tamamladık. Ardından İtalya’ya geçerek Cortina’da kaldığımız Hotel Europa’ya doğru yola çıktık. Yol üzerinde başka pass’lerden de geçtik. Ertesi gün yine aynı otele dönmek üzere Falzerago olmak üzer bir çok pass’e çıktık. Nefis bir doğa ve asfalt kalitesi muhteşem yollardan geçtik. Ertesi gün bütün motorcular için ulaşılması arzulanan ve top nokta diyebileceğimiz zorluk seviyesi yüksek stelvio pass’e çıktık. Bu pass’in çıkış tarafında tam 48 tane keskin viraj mevcut. Oldukça yüksek olan bu pass’e çıkmak zorlu bir sürüşü gerektiriyor. Tüm ekip arkadaşlarımız başarı ile sorunsuz çıktılar. Daha sonra Bormio tarafından pass’den inerek muhteşem bir kasaba olan Bormio’da Cristallo otelde konakladık. Ertesi iki günde de bir çok pass geçerek Perşembe günü dönüş yoluna başladık. Perşemde akşamı Lublijana da konakladıktan sonra ertesi akşam Sırbistan’da Niş’de konakladık. Lublijana’da sabah Özcan arkadaşımız bizden ayrılarak Almanya ya geri dönüş yolculuğuna başladı. Ertesi gün Niş’den yola çıkarak önce Hırvatistan ve sonra Bulgaristan üzerinden ülkemize geri dönerek Gelibolu’ya vardık. Geliboluda her zamanki gibi boğaz kıyısında İlhan restoranda nefis bir yemek bizi dinlendirdi. Ertesi sabah Arif ve Bülent ayrıldılar ve Bodruma doğru yola çıktılar. Başladığımız gibi biz 6 motor Eskişehir’e evlerimize geri döndük.

Bu gezi İtalya Alplerinde geçen muhteşem bir yolculuk oldu. Aslında Alpler Karadeniz yayalarının aynısı. Ama alt yapı inanılmaz. Aynı alt yapı bizim yaylarımızda olsa aslında hiçbir farkı olamayacak. Ama maalesef bu mümkün değil. Toplamda 3900 km yol yaptık. Nerede ise hiç tehlike hiçbir teknik arıza yaşamadık. Herkesin güvenli motor sürüş özelliklerine önemli katıları oldu. Adventure motor kullanan ve uzun gezileri seven herkesin yapması gereken bir yolculuk.

Aşağıda günlük rotalarımız mevcut.

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

• 

Omuz ve Dirsek Cerrahisi Derneğimiz tarafından ilk kez düzenlenen Canlı cerrahi eşliğinde Omuz Artroskopisinde ve artroplastisinde güncel yaklaşımlar başlıklı toplantı derneğimiz ve Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı ortaklığında gerçekleştirilmiştir. Canlı Cerrahi ile yapılan toplantıların zorluğu dünyanın her tarfında bilinmektedir. Mükemmel organizasyon ve cerrahlar sayesinde toplantı herhangi bir aksaklık yaşanmadan oldukça üst düzeyde tamamlanmıştır. Yaklaşık 100 izleyicinin katıldığı toplantı bir ilk olması açısından oldukça önemlidir. Ülkemizde Omuz cerrahisinin geldiği seviyenin göstergesi olan bu toplantı tüm katılımcılara üst düzeyde memnuniyet yaratırken bizlere de oldukça gurur verdi. Ülkemizde özellikle omuz cerrahisinde canlı cerrahi eşliğinde organizasyonları yapılabilmesi bu konuda dünyada gelişmiş standartların yakalandığının gerçek bir göstergesidir.

Bursada VM medicalpark hastanesinin değerli ortopedi ekibinin düzenlediği canlı cerrahi eşliğinde omuz cerrahisi konulu toplantıda meslekteşlarımız ile birlikte olmanın mutluluğunu yaşadık. Benim, Doç.Dr. Kerem Bilse ve Doç.Dr. Ali Erşen’in katılımı ile yaptığımız cerrahiler sırasında meslektaşlarımızın sorularını yanıtladık ve karşılıklı tecrübelerimizi paylaştık. Çok iyi ağırlandığımız bu güzel toplantıyı organize ettikleri için Dr. Murat Saylık, Dr. Yalım Aysan, Dr. Yaşar Akdoğan ve Dr. Yavuz Yılmaz’a teşekkürlerimi sunuyorum.

• 

• 

Kayseri ve çevre illerdeki ortopedistlerin katıldığı Kayseri Bölgesel Ortopedi Toplantıları’nın 4.’sü gerçekleştirildi. Acıbadem Kayseri Hastanesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen bilimsel toplantıda uzmanlar, bilgilerini meslektaşlarıyla paylaştı. Acıbadem Kayseri Hastanesi’nin ev sahipliğinde olan ve geleneksel hale dönüşen Kayseri Bölgesel Ortopedi Toplantıları’nın 4.’sü, 22 Şubat 2019, Cuma günü 49 ortopedistin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya; Nevşehir, Niğde, Kırşehir, Yozgat, Bünyan, Develi gibi çevre il ve ilçelerden ortopedi uzmanları katıldı. Ev sahipliğini yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji hekimi sevgili Prof. Dr. Sinan Karaoğlu ve Doç. Dr. Fatih Karaaslan tarafından yapılan toplantıda; “ters omuz protezi” konusunda Prof. Dr. Taner Güneş, “çocuklarda kalça çıkığı” konusunu Prof. Dr. Hakan Şenaran, Kienböck hastalığı” konusunda ise Dr. Mehmet Çavuş sunum yaparak bilgilerini aktardılar. Aynı zamanda kendi alanları ile ilgili vakalar konusunda fikir alışverişinde bulundular. 

Kayseri ve çevresindeki meslektaşlarımla birlikte olmaktan oldukça büyük mutluluk duydum. 

• 

• 

 

 

 

Her yıl düzenli olarak yapılan ODCD kış toplantısı 5 yıl aradan sonra yeniden bu yıl 11-13 Ocak 2018 tarihleri arasında Sarıkamış’ta yapıldı. Omuz Dirsek Cerrahisi Derneğinin aktif üyelerinin aileleri ile katıldığı toplantı sosyal ve bilimsel programı ile oldukça doyurucu geçti. Sarıkamış’ın esşiz kış manzaraları ile kayak severler oldukça keyifli bir hafta sonu geçirdiler.

Çağdaş ve Bağımsız Yardımlaşma Derneği (ÇABA) 2004 yılında ‘büyük hayallerin gerçek olabileceği’ fikrinden doğdu. Bir araya gelen gönüllüler, amaçlarını belirledi; bu amaçlar doğrultusunda özel projeler ve fonlar oluşturmaya başladı.  “Evimizin Sağlık Elçileri’ Projesi, hastalıklardan korunma ve sağlıklı yaşam için doğru bilginin önemine dikkat çekmeye devam ediyor.
Proje kapsamında düzenlenen dokuzuncu eğitim toplantısı, Eskişehir Taşbaşı Kültür Merkezi’nde, 14 Kasım Çarşamba günü gerçekleşti. Balçiçek İlter sunuculuğuyla, sevilen oyuncu Begüm Kütük, ekranların renkli siması Saba Tümer, Dr. Özlem Cankurtaran, Dr. Pınar Erdoğan Özgür ve Prof. Dr. Taner Güneş “Çocuk Sağlığı” ile “Eklem Kireçlenmeleri” konularını detaylı olarak ele aldı.

• 

• 

ESSKA (European Society of Sports Traumatology Knee Surgery & Arthroscopy) Avrupanın en önemli ortopedi derneklerinden biridir. ESA (European Shoulder Associates) bu derneğin omuz cerrahisi ile ilgilenen alt branş kuruluşudur. Her yıl Avrupanın değişik ülkelerinde ESA uluslararası kurslar düzenlemektedir. Bu yıl ki kurs Omuz ileri artroskopik cerrahi olarak düzenlendi. Rotterdam, Hollanda’da 14-15 Haziran 2018 tarihleri arasında yapılan kursa Avrupa ve Avrupa ülkeleri dışından bir çok kursiyer katıldı. 2 gün boyunca kursiyerler ile birlikte Omuz Artroskopisinin ileri ve en yeni teknikleri konuşuldu. Benim de eğitmen olarak katıldığım kursta kadavralar üzerinde kursiyerlere yeni teknikleri gösterme fırsatımız oldu.

 

Her büyük enduro veya büyük adventure motosiklet kullanıcısının eninde sonunda sahibi olacağı bir motosiklet olarak tarif edilen BMW R1200 GS Adventure’u sonunda ben de edindim. Bir Honda CRF1000L Africa Twin kullanıcı olarak GSA’a geçmemde en büyük sebep konfor ve güvenlik. Aslında 1 yıl önce test ettiğimde fiyatı karşısında çok da büyük artılarının olmadığını düşünmüştüm. Ancak o test 50 km gibi oldukça kısa bir testti ve bir DCT kullanıcısı olarak manuel şanzımana karşı tedirginliğimin olması da bir etkendi. Ancak bu sefer yoğun baskılara dayanamayarak aklın yolu birdir diyerek R1200 GSA sahibi oldum. Bu makina Honda AT’den yaklaşık 30 kg daha ağır olmasına rağmen oldukça yumuşak ve sakin başlı.  Africa Twin daha sert bir makina. Aslında bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü AT öncelikle offroad bir makina iken GSA %30 offroad %70 onroad bir makina. Dolayısı ile daha konforlu. Dengesi oldukça iyi ve AT’den daha iyi olduğunu söylemeliyim. Konfor benim için en önemli unsur. Şöyle söylemeliyim, AT ile 400 km sonrasında ciddi bel ve sırt ağrılarım olurken (Touratech konfor seleye rağmen) GSA ile 700 km sonrasında bile herhangi bir ağrı hissetmedim. Evet bir günde yaptığım 700 km de dahi ağrı yok. Bu benim için en önemli özelliği. Gaz hassasiyeti ve motor kompresyonu oldukça iyi. Gazı açmanız ve kapamanız ile ivmelenme ve yavaşlama tamamen senkronize. AT ile bazen gazı kapattığınızda da motosiklet akmaya devam ediyordu. Bu da viraj yaklaşımlarında bazen tedirgin edebiliyordu. GSA ile bu sorun yok. Gaz açma ve kapama oldukça yumuşak. Aynı zamanda daha fazla güç ve tork üreten bir makina. Yaklaşık 2000 km sonrasında GSA ile oldukça mutluyuz. Umarım uzun yıllar bu mutluluğumuz devam eder.

“Good riding is an art” sloganı ile ülkemizde dünya standartları ile tamamen bilimin ürettiği bilgilerle eğitim veren sayın Uğur Ertekin önderliğindeki ART motoakademi ile
bir hafta sonunu eğitim ile geçirdim. Ülkemizde motosiklet dünyasına kendini adamış ve Gönüller’ini ortaya koyarak her çağrıya cevap veren bu muhteşem ekip, motosiklete olan saygımın ve sevgimin daha da artmasına katkıda bulundular. Yolu okumanın ne demek olduğunu, sisteme göre sürüşün her saniye motosiklet üzerinde formülize edilebildiğini, aslında motosiklette yapılan herşeyin bir referansının olduğunu ve kişiye göre varyasyonların nerede ise tamamen ortadan kaldırılabildiğini öğrendim. Bitmemesini istediğim bir eğitim oldu. En güzel noktalardan bir tanesi ise yol eğitiminin bir eğitimden daha çok sanki bir grup arkadaşla gezinti modunda olmasıydı. Bu eğitimin kendi günlük rahat sürüşümüzün içine entegre edilmesini oldukça kolaylaştırdı. Spontane bir öğrenim idi. En kısa sürede ART motoakademi ile birlikte yeniden motosiklet sürmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Başta Uğur Ertekin hoca olmak üzere, Boran, Kartal, Uğur, Ahmet, Fatih ve Uluç hocalara teşekkür ediyorum.

Kaş’ta her yıl düzenlenen Cumhuriyet bayramı kutlamalarına katılmak üzere 28 Ekim sabah erken saatte Can Pak ve Murat Sürel ile birlikte sisli ve soğuk bir havada yola çıktık. Afyon’a kadar sis içinde yol aldık. Güneşin doğuşu ile birlikte sis dağılmaya başladı ve doğanın muhteşem bir güne uyanmasına eşlik ettik. Afyon’da sucuk ekmek ile kahvaltımızı yaptıktan sonra Isparta üzerinden öne Belek’e son 1 saati yoğun yağmur altında vardık. Belek’teki işimin bitmesi sonrasında tekrar yola çıkarak dağ yollarından Elmalı üzerinden önce Kalkan’a daha sonra akşam saatinde Kalkan’a vardık. Otelimize yerleştikten sonra güzel bir akşam yemeği yedik. Ertesi sabah yağmur altındaki muhteşem deniz manzarasına uyandım. Gündüz Kalkan’a ve Patara plajına uzanan kısa bir tur sonrasında akşam Cumhuriyet bayramı kutlamalarına katıldık. Türkiye’nin her yerindem gelen yurttaşlarla büyük bir kutlama oldu. Benim ilk kez katıldığım bu kutlamalar aslında Cumhuriyetin ilanından beri yapılıyormuş. Keşke tüm şehirlerimizde de bu şekilde kutlansa diye düşünmeden edemedim. Ertesi sabah kahvaltının ardında Fethiye, Burdur üzerinden Eskişehir’e geri döndük. Önce Fethiye’den Acıpayama doğru dağa tırmandık sonra Burdur tarafına döndük. Nefis yollar ve rotalar bu bölgede bulunabilir ve oldukça keyifli yollar yapılabilir. Bu tur benim bir gündem en uzun motosiklet kullandığım tur oldu. Gidiş toplamda 730, dönüşte ise 640 km yol yaptık. Yine motosiklet sürüşünün tüm keyfini yaşadığımız bu tur unutulmazlar arasında yerini aldı.